Nasıl bilelim? Hiç anlatılmıyor. Bence bakanlıkların bu konuda çalışma yapması, halkı bilinçlendirmesi gerekir.
Öncelikle, zeytinyağı gibi ürünlerde muhakkak ürünün işlendiği tesisin adına, kayıt numarasına, adres ve iletişim bilgilerine, üretim parti ve seri numarasına, son kullanma tarihine bakmalısınız. Bir firma şeffaf ise bu bilgileri beyan etmekten kaçınmaz. Gıda zehirlenmesi gibi bir durum gerçekleştiği zaman hangi firmanın, hangi tarihte doldurduğu zeytinyağından kaynaklandığının anlaşılmasına yarar. Yaşanan ciddi bir sorunda, fabrikanın ayırdığı şahit numune noter huzurunda açılır ve incelemeye alınır. Maalesef bu işi “merdiven altı” dediğimiz imalathanelerde öyle kötü şartlarda yapanlar var ki, etiket bilgilerine güvenmek, firma üstüne düşeni yapmış mı diye kontrol etmek bizlere düşüyor…
Kozmetikte ise, durum biraz daha farklı. Yine etiketin arkasında imal eden firma, adres ve telefon numaralarının bulunması gerekir. Tüketici, ürünün üretim ve son kullanma tarihine, kapak açıldıktan sonra kaç ayda bitmesi gerektiğine harfiyen uymalıdır.
Herhangi bir zehirlenme veya alerji durumunda arayabileceğiniz UZEM hattı, size yol gösterecektir. Çünkü firmaların UZEM’e ürün içeriklerini bildirme zorunlulukları var.
Ama bir de içindekiler meselesi var; paraben, likit parafin, SLS / SLES, formaldehit, Propylene Glycol (PG), Lanolin, PEG, Etoksilat (EO) gibi maddeleri içeren ürünleri kullanmamaya özen göstermeliyiz. Malzemeyi ucuzlatmak ve ömrünü uzatmak için koyulabilecek pek çok zararlı girdi var. Böyle ucuz girdiler olmadığı için o ürün size pahalı gelebilir ama uzun vadede kendinize iyilik yapmış olursunuz. İş malzemeleri tanımakta bitiyor. İçerik bilgilerinde yazanları tek tek okumak, bilinçli tercih yapmak gerekiyor. O malzemelerin ne işe yaradıklarına, bilinen zararlarına gelince:
Paraben: Toksik ve kansorejen bir madde olan paraben, kozmetik ve kişisel bakım ürünlerinde raf ömrünü uzatmak için kullanılır. Parabenler östrojen hormonunu taklit eden maddeler olduğu için meme kanseri riskini arttırabileceği belirtilmektedir. Methylparaben, propylparaben, butylparaben, isobutylparaben, ethylparaben isopropylparaben, ve benzylparaben parabenin çeşitlerine örnektir.
Likit parafin (petrolatum, paraffinum liquidum): Cildin yumuşak ve parlak görünmesi için kullanılan petrol türevidir. Ciltteki gözenekleri tıkayan bu madde toksinlerin deri yoluyla vücuttan atılmasını engeller. Toksik, alerjen ve kanserojen etki yapar. Daha çok vücut kremleri ile bebek yağlarında bulunur, gözenekleri tıkadığı için uzun süre nemi hapsettiği iddia edilir. Ancak uzun vadede sağlıklı değildir.
SLS / SLES: Şampuan, deterjan, yer sabunları, diş macunu, banyo köpükleri, tıraş kremleri, ağız yıkama solüsyonları, nemlendiricilerde kullanılan ucuz bir etken maddedir. Kanserojen etkisi yaygın olarak bilinmekte ve özellikle bebek ve çocuklarda hormonal bozulma, saç dökülmesi, göz bozulması ve cilt yüzeyinde döküntülere sebebiyet verebilir.
Formaldehit: Kanserojen olan bu ürün çok ucuz bir koruyucu olduğundan izinsiz üretimlerde çok kullanılmaktadır. Teneffüs edilmesi ve/veya deri ile teması halinde zehirlidir.
Propylene Glycol (PG): Petrol türevi bir madde olduğu için ciltte reaksiyona neden olur, tahriş edicidir.
Polyethylene Glycol (PEG): Deri emilimi ve/veya yutma ile zararlı etkiler oluşabilir. Fazlaca görülen etkileri göz ve mikozada kaşıntı, deride tahriş, santral sinir sisteminde depresyon, zehirlenmedir. Uzun kullanım sonucunda kan, karaciğer, böbrek ve deri tahribatlarındaki hasarlar ağırlaşabilir.
Lanolin: Pek çok merhem yapımında, ruj gibi kozmetiklerde, el kremlerinde ve tıraş kremlerinde kullanılır. Kanserojen olduğuna dair bir tespit olmamasıyla beraber tahriş ettiği bilinir. Yapılan çalışmalarda lanolin içeren bazı kozmetiklerde kanserojen böcek öldürücü DDT bulunduğu ve bunun cilt tarafından emildiği gözlemlenmiştir.
Hep dediğim gibi, gıdamıza dikkat ettiğimiz kadar, cildimize de dikkat etmeli, özen göstermeliyiz. Kendimize bu iyiliği yapmalıyız…